Tagged: SAĞLIKLI YAŞAM Toggle Comment Threads | Keyboard Shortcuts

  • ahmetmaranki 08:38 on November 19, 2010 Permalink | Reply
    Tags: kulak çınlaması, SAĞLIKLI YAŞAM,   

    Kulak çınlamasına dikkat! 

    Kulak çınlamasına dikkat!

    Kulağımız çınladığında herhalde birisi beni anıyor diye düşünürüz. Oysa kulak çınlaması aslında bir hastalık habercisi olabilir.
    VKV Amerikan Hastabesi KBB Bölümü’nden Doç. Dr. Babür Akkuzu, kulak çınlamasının sebeplerini ve tedavi yöntemlerini anlatıyor.

    Çınlama ne demektir?

    Varolmayan bir sesin algılanmasına çınlama(tinnitus) adı verilir. Bu ses hasta tarafından çok farklı karakterlerde tarif edilebilir ancak sesin karakteri ne olursa olsun çınlama olarak adlandırılmaktadır. Ancak çeşitli psikiyatrik rahatsızlıklarda karşılaşılan insan sesleri ve konuşmalar duyulması gibi problemlerden ayırt edilmelidir.

    Kulaktaki çınlama sesi nereden kaynaklanmaktadır?

    Çınlama genelde bir işitme kaybına eşlik eder. Çınlama sesinin asıl kaynağı olan noktayı tam olarak saptamak zor olmak ile birlikte işitme yollarında yer alan sinir hücrelerinin işitme kaybı sonucu bir elektriksel aktivite ürettikleri ve bunun beyin tarafndan çınlama sesi olarak algılandığı düşünülmektedir.

    Çınlamanın sebepleri nelerdir?

    İşitme azlığına yola açabilecek her problem çınlamaya yol açabilir. Kulak yolunu tıkayan kulak kiri, dış kulak yolu ve orta kulak iltihabı, kulağın yüksek sese maruz kalması, kulağa zararlı bazı antibiyotikler ve uzun süre aspirin alımı, kulak ve kafa travmaları, otoskleroz ve Meniere hastalığı gibi bazı iç kulak hastalıkları, çene eklemi bozuklukları, yüksek tansiyon, damar sertliği, iç kulak ve beyin sapı tümörleri ve pek çok farklı sebep çınlamaya yol açabilir.

    Kulak çınlaması tansiyon habercisi mi?

     
  • ahmetmaranki 20:59 on November 13, 2010 Permalink | Reply
    Tags: , diyet çorbası, osteoporoz, SAĞLIKLI YAŞAM,   

    Osteoporoz 

    Osteoporoz, kemik erimesi olarak da adlandırılan bu durum kemiklerin incelmesi, zayıflaması ve kırılması ile karakterize bir hastalıktır.

    45 yaşında sonra kadınların bir çoğunda osteoporoz görülür. Kemik dokusu sürekli değişen bir dokudur ve kan ile sürekli kalsiyum alışverişi içindedir.

    Osteoporoz kronik sırt ağrısına, boy kısalmasına, akşamları bacak kramplarına, eklem ağrılarına, diş kaybına ve dişeti problemlerine yol açar.
    Önerilen Bitkiler :

    • Maydonoz
    • Karabiber
    • Soya ve diğer fasulyeler
    • Lahana

    HERKEZE VE ÖZEL OSTEOPOROZ HASTALARINA ÖZEL DİYET ÇORBASI

    Büyük bir kabın içersine bol miktarda balık kılçığını atın. Eğer kılçıklar çok küçükse bir tülbent içine koyarak düğüm yapın. 30 dakika boyunca kabı kaynatın. Bir miktar lahana, karahindiba, marul, maydonoz ve semizotu ekleyin. Yeşillikler yumuşayıncaya kadar yavaş yavaş kaynatın. Karışıma tuz ve biber ekleyin. Servis yapmadan önce balık kılçıklarını kaldırın. Avakado dilimleri ve karabiber ekleyerek bu bitki çorbasını servis yapabilirsiniz. Bu karışım bol miktarda kalsiyum, magnezyum, boron, betakaroten ve C vitamini içerir. Bunun yanısıra bir miktar D vitamini, flörür ve slikonda ihtiva eder.

    OSTEOPOROZ-PROF.DR. AHMET MARANKİ’NİN ŞİFALI BİTKİLER ADLI KİTABINDAN ALINMIŞTIR.

    Osteoporoz Hasları Dikkat!
    Halk arasında çok iyi bilinen ısırgan otu kemik erimesini hızlandırmaktadır.Isırgan çayı veya ısırgan tohumu kullanıyorsanız aynı zamanda kemik eerimesi(osteoporoz) şikayetiniz varsa bu hastalığa bağlı şikayetlerde artmaktadır.[via]

     
  • ahmetmaranki 04:33 on October 25, 2010 Permalink | Reply
    Tags: , SAĞLIKLI YAŞAM   

    KETEN TOHUMU SİFA KAYNAGI 

    Latince adı ‘Linum Usitatissimum’ ile keten, dünyada tarımı yapılan ilk ürünler arasında yer alıyor. Sadece dokumacılıkta, kumaş yapımında değil, yaklaşık 10.000 yıldır gıda olarak da kullanılıyor keten bitkisi. Vatanının Mısır olduğu düşünülüyor. Çünkü milattan en az 5000 yıl önce Mısırlılar keten bitkisini, mumyaları sarmak için yetiştirmeye başlamışlar. Ancak artık Türkiye ve Hindistan dahil, tüm dünyada yetişiyor. Uzmanlara göre sağlık açısından ketenin özellikle tohumlarından ve yağından yararlanmak gerekiyor.

    KETEN TOHUMU OMEGA-3 KAYNAĞI

    Keten tohumunun yararlarından söz eden Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Can Başer, keten tohumunun özellikle mide-bağırsak sistemindeki sorunlara karşı iyi geldiğini ve içerdiği yüksek oranda Omega-3 yağ asitleri sayesinde, adeta bir şifa kaynağı olduğunu söylüyor. Ayrıca Anadolu Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma Merkezi (TBAM) kurucusu ve eski müdürü olan Başer, “Keten tohumunun, ayrıca kolon kanserini önleyici etkileri hayvan deneylerinde de gösterilmiştir. Keten tohumu içeren gıda takviyeleriyle kandaki kolesterol seviyesinde de düşme gözlenmiştir.

    Klinik çalışmalarda keten tohumu destekli gıdaların kanser ve lupus nephritis gibi hastalıklarda olumlu etki yarattığı gözlenmiştir.

    Keten tohumu, kalp-damar hastalıklarını da önler. Ayrıca eklem romatizmasındaki yararlı etkilerinin keten tohumunda yüksek oranda bulunan linolenik asit ve sekoizolarisirezinol’den ileri geldiği sanılmaktadır” diyor.Uzmanlar, keten tohumunu mutlaka yaşamımıza dahil etmemiz gerektiğini vurguluyorlar. Bunun en önemli nedenlerinden biri de Omega-3 yağ asitleri. Keten tohumunun, adeta bir somon balığı kadar Omega-3 içerdiğini belirten uzmanlar, bu yağların özellikle kalp sağlığı açısından vazgeçilmez olduğunu belirtiyorlar.Prof. Başer, “Keten tohumu uzun zincirli Omega-3 yağ asitlerine dönüşen alfa-linolenik asitçe (ALA) zengindir. Balık yağları gibi, bu yağ asitlerinin eksikliğini gidermek amacıyla bitkisel bir kaynak tercih edenler için gıda takviyesi olarak kullanılabilir.

    Optimum ALA miktarı günde bir veya iki tatlı kaşığı (2-9 g) keten yağı alınmasıyla temin edilebilir. Tohum içinde yağ iki yıl süreyle muhafaza olur. Yağ elde edildikten sonra dikkatle saklanmalı, raf ömrü etiketine yazılmalı, ısı ve ışıktan korunmalıdır. Yağı dondurarak saklamak en iyi yoldur” diyor. Hem dövülmüş keten tohumu hem de keten tohumu yağının, çeşitli kronik hastalıkların tedavisinde, özellikle de kalp rahatsızlıklarının önlenmesinde ve hormona bağlı kanserlerden korunmada ümit vaat ettiğini belirten Başer, keten tohumunun normal diyetin parçası olarak gıda maddelerine katılarak rahatlıkla kullanılabileceğini söylüyor. Başer, “Güvenirliğinin yüksekliği ve başka ilaçlarla etkileşmemesi nedeniyle ideal bir gıda bütünleştiricidir” diyor.

    KAYNAK:50MUCİZEBİTKİ

     
c
Compose new post
j
Next post/Next comment
k
Previous post/Previous comment
r
Reply
e
Edit
o
Show/Hide comments
t
Go to top
l
Go to login
h
Show/Hide help
shift + esc
Cancel